14 Eylül 2009 Pazartesi

Beşiktaş vs. Manchester Utd.

Beşiktaş tarihinde 5.kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde grubun açılış maçında Man. Utd. ile İnönü'de karşı karşıya gelecek.
Maç öncesi genel olarak umutlar büyük taraftar desteğine,önceki Şampiyonlar Ligi deneyimlerinde Beşiktaş'ın adet haline getirdiği en az 1 devi devirmesine ve Manchester Utd.'nin olası rehavetine bağlı gibi gözüküyor Beşiktaş cephesinde.Sezona beklenenin çok altında başlayan ve gol yollarında çok büyük bir sıkıntı çeken Beşiktaş'ın aslında Man Utd. karşısında İnönü'de de olsa kazanması hatta berabere kalması çok düşük bir ihtimal gibi görünebilir ve bu iddiadaki insanlara da karşı çıkamam ama yine de insanın aklına 2 sene önceki Liverpool maçı daha önceki Chelsea,Barcelona maçları geliyor.Beşiktaş yine maç öncesi hiç şans tanınmayan takım konumunda fakat çoğu Beşiktaşlı'da içten içe neden olmasın diye düşünüyordur.
Son oynanan Galatasaray maçını baz alırsak Beşiktaş'ın genelde derli toplu oynamasa bile daha etkili ve daha üretken olduğunu görebiliyoruz,tabii yarın gece bulduğumuz pozisyonlarda cömert davranma gibi bir lüksümüz olamaz.Ben kesinlikle Manchester Utd.'nin maçı baştan sona domine ederek Beşiktaş'a top göstermeden kazanacağını sanmıyorum,zira Beşiktaş'ın İnönü'de hiç bir maçı öyle olmadı ancak Man.Utd.'nin daha önce devirdiğimiz devlere göre daha sağlam ve daha az zayıf noktası bulunan bir takım olduğu da ortada.
Beşiktaş'ın bu grupta aslında esas önemli maçları CSKA ve Wolfsburg maçları olacak,bu maç ise dolaylı olarak Beşiktaş'ın yerine etki edecektir,mesela bana kalsa tamamı İnönü'de 9 puan yerine CSKA ve Wolfsburg'dan 4'er puan almayı tercih ederim ama takımın içinde bulunduğu durumu düşününce belki galibiyet şart değil ama Beşiktaş bir yenilgiyi daha kaldırabilecek durumda değil.
Beşiktaş'ın bu maçta taraftar desteğinin ardından bana kalırsa en büyük avantajı oyuncularının Manchester United'lı meslektaşlarına oranla daha iyi motive olacak olmaları ve kazanmayı daha çok isteyecek olmaları olacak.
Saha içine gelince de tabii ki Beşiktaş'ın mümkün olan en dirençli kadrosuyla maça başlaması lazım.Savunmada Sivok-Ferrari,önlerinde Fink-Ernst ikilileri asla bozulmaması gereken bölgeler,beklerin de olabildiğince sert ve pozisyonunu kaybetmeyen oyuncular olması gerekir ancak bu bölgede bir sıkıntımız var.Takımın bana göre en değerli oyuncularından olan İsmail yeteri kadar savunma bilincine sahip değil ve bu bölgede Ekrem de kullanılabilir(İ.Üzülmez'in oynamasını hiçbir şartta doğru bulamam),sağ bek için ise bana göre özellikle de bu tip maçlarda en iyi iş çıkaracak isim İ.Toraman ancak o da sakat.Bu durumda benzer özelliklerdeki İ.Kaş'ın kullanılması en yüksek ihtimal ancak o da tam hazır değil ve son G.Saray maçının ilk yarısında Kewell'ın kafa vurduğu pozisyonu düşününce riskli olabilir,yine de bekler için diğerlerine göre bariz bir şekilde öne çıkan oyuncularımız yok.
Ön tarafta oynayacak oyunculara gelince de şu an için banko oynamalı diye düşündüğüm tek isim Serdar Özkan-bunu söyleyeceğimi 2 hafta önce hayal bile edemezdim-.Serdar son iki maçta istekli oynuyor,ayağında gereksiz top tutmuyor ve hem kendisi pozisyon buluyor hem de arkadaşlarına hazırlıyor,Galatasaray maçında kaçırdığı goller yüzünden unutulan bir nokta Serdar'ın başlattığı tehlikelerdi ki bunların ilkinde ilk yarıda Yusuf'un Tabata'ya pasında maçın G.Saray adına en iyisi olan Sabri araya girmişti,ikinci yarıda da İsmail'e çıkardığı bir pasın devamında Yusuf'un şutunda Leo Franco'nun kurtarışı ve İ.Kaş'a çıkardığı topta da Keita'nın bölgesi olmamasına rağmen oraya yetişip açığı kapaması pozisyonların golle sonuçlanmasını engellemişti.Serdar Özkan hücumdaki bu etkilerinin yanında örneğin Yusuf ya da Tello ile kıyaslandığında savunma görevlerini de daha iyi şekilde yerine getiriyor,bu da daha çok kanatları kullanması beklenen bir İngiliz takımına karşı Serdar'ın oynamasını bir kat daha da zorunlu kılıyor.Diğer hücum oyuncuları için ise santrfor olarak şayet sakatlığını atlatmışsa tercih Nobre olmalı ancak Nobre yetişmezse Nihat,Bobo ya da Holosko'dan kim oynarsa oynasın beklediklerimizi yapması pek mümkün olmayacaktır.Ayrıca Tabata-Tello ikilisinden en az birini de kullanmamız takıın teknik gücünün artmasını sağlayacaktır.

Manchester Utd.'ye baktığımızda ise geçen sezona oranla kadro olarak güç kaybetmiş gibi dursalar da halen çok çok kaliteli bir takım olduklarını söyleyebiliriz.C.Ronaldo'nun gidişinin etkileri olduğu kesin ancak bu durum Rooney'i biraz daha ön plana çıkardı ve o da sezona muhteşem bir başlangıç yaptı.
Van Der Sar'ın eksikliğinin ise çok ciddi bir kayıp olduğunu düşünmüyorum çünkü Beşiktaş'ın çok fazla pozisyonu olmayacaktır bu da rakip kaleciye düşen işi biraz daha azaltacaktır yine de Foster'ın herhangi bir pozisyonda yapacağı olası bir haatyı bekleyeceğiz.
Man. Utd.'nin son yıllarda özellikle de deplasmanlarda zaman zaman gol bulmakta çok zorlanıp maçları 0 ya da 1 golle tamamladığını ancak kimi zamanlarda üstüste gelen gollerle farka gittiğini görüyoruz,bu daha çok Premier Lig'de geçerli olsa da Beşiktaş maçında bu faktör hesaba katılmalı bana kalırsa.Buna verilebilecek en yakın örnekler de 1-0 kaybedilen Burnley maçı ve 2.yarıda üstüste gelen gollerle 0-5 kazanılan Wigan maçı.
Eğer Manchester Utd'ı pozisyon anlamında kısır bir gününde yakalayabilirsek ki zorlu maç trafiğini düşününce rakibimizin muhtemelen en az efor sarfetmeyi planladıkları maç da bu maçtır,kalemizi gole kapayabiliriz,akıl almadık bieysel hataların olmayacağını varsayarsak,bu da puan almamızı sağlar.
Zaman zaman anlaşılamaz 11'lerle maça başlasa da bana göre Denizli'nin en büyük hataları yaptığı oyuncu değişiklikleri oluyor.Örenğin takım baskı kurmuşken bunu sağlayan hücum oyuncularından belki de en önemlisinin kenara alınması ki bunun örnekleri biraz geçmişte kalsa da geçen sezonun ilk yarısındaki Kayseri ve Bursa deplasmanları olabilir,ya da gerideyken maçı çeviremeyeceği ortada olan Holosko'yu oyuna sokması şeklinde gelişiyor.
2 sezon önceki Liverpool maçında Beşiktaş'a gerçekten akıl almaz derecede bir destek veren taraftara da tabii ki çok büyük görev düşüyor,öncelikle maçın başında hiç bir oyuncuya karşı bir protesto olmamalı ve maç içerisinde de skor ne olursa olsun destek kesilmemeli,ayrıca skorda lehimize bir kopma olmaması halinde ki Man. Utd. ile oynuyoruz böyle bir şey heralde ihtimal dışı,taraftarın maç bitti gibi düşünüp laylaylom a başlamaması gerekiyor.Ayrıca maçın ramazan ayında oynanacak olmasının taraftarın maç öncesi tüketeceği alkol oranını da nispeten düşürmesi işimize gelebilir.
Manchester Utd.'nin şansı daha yüksek olmakla birlikte benim içimden geçen sonuç 1-1'lik bir beraberlik bu maç için.
Geçen sezonki başarıların ardından tahminlerimizin bu kadar arkasında kalarak başladığımız bir sezonda Man. Utd. gibi bir deve karşı alınacak galibiyete de fazlasıya ihtiyacımız var.

Sonuç ne olursa olsun bizler için Şampiyonlar Ligi müziğini duymak bile heyecan verici olacak,sadece bizlere 2 sene sonra bu heyecanı tekrar yaşattığın için bile teşekkürler Beşiktaş'ım...

Hiç yorum yok: