18 Haziran 2009 Perşembe

FC Porto'dan Yöneticilik Dersleri














Portekiz futbolunda yıllardır en tepede Porto yer alıyor.Liglerinde rakipleri Benfica ve S.Lizbon'a karşı son yıllarda çok büyük bir üstünlükleri var.Bunun yanında Mourinho yönetiminde 2004 yılında Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldular.Bana göre ondan da önemlisi istikrarlı bir şekilde 4 yıldır sürekli 2.tura kalmaları.
Futbolu biraz yakından takip eden herkes Porto'nun scouting ekibinin ne kadar başarılı olduğunun farkındadır.Genç futbolculara verilen önemin dışında,sürekli olarak doğru oyunculara yönelmek,belirledikleri hedefe ulaşılmasını sağlayacak adımlar atmak ve ellerindeki yıldızı Avrupa'nın devlerinden birine satmadan o bölgenin alternatifini hazırlamak Porto'yu bu kadar başarılı kılıyor.
Son yıllarda sürekli olarak transfer sezonlarını kar ederek kapatan bir kulüp Porto.Hiçbir zaman astronomik ücretler vererek oyuncu almıyorlar fakat aldıkları oyuncular üzerinden 2 yıl geçtikten sonra adeta kapışılıyor.
İşte Porto'nun 2000 yılından itibaren büyük paralara sattığı yıldızların bazıları;
Jardel-Galatasaray-16 milyon €-2000
Jorge Andrade-Deportivo-13 milyon €-2002
Ricardo Carvalho-Chelsea-30 milyon €-2004
Deco-Barcelona-21 milyon €-2004
Paulo Ferreira-Chelsea-20 milyon €-2004
Maniche-Dinamo Moskova-16 milyon €-2005
Anderson-Man Utd-31.5 milyon €-2007
Pepe-R.Madrid-30 milyon €-2007
Quaresma-Inter-24.6 milyon €-2008
Bosingwa-Chelsea-20.5 milyon €-2008

Bu oyuncuların satışından elde edilen gelir inanılmaz boyutlarda.Porto'nun yaptığı transferlerde harcadığı para ise sattıklarının yanında hiçbir şey.Son 10 yılda yapılan en pahalı transferler 2004 yılında 10 milyon €'ya alınan Luis Fabiano,8 milyon €'ya alınan Diego ve 2005 yılında yine 10 milyon €'ya alınan Lucho Gonzalez.
Avrupa'da gelişme hedefinde olan takımların örnek alması gereken ilk kulübün Porto olması gerektiğini yıllardır düşünürüm.Hiçbir zaman en büyükler olarak kabul edilebilecek takımlarla kendilerini transfer yarışına sokmadan,sessiz sedasız getirdikleri Güney Amerika'lıları kısa dönemlerin ardından çok büyük paralara satarak yolunu bulan Porto takdir edilmeyi de fazlasıyla hak ediyor.
Yine lafı bir şekilde Beşiktaş'a bağlamak istiyorum.Umarım Beşiktaş'ta da bir gün yöneticiler ve teknik kadro Porto modelini iyice araştırır ve bu yolda ilerlemek için girişimlere başlarlar.
Beşiktaş'ın ya da G.Saray ve F.Bahçe'nin hiçbir zaman ManUtd, Liverpool, Barcelona,R.Madrid, Milan gibi devlerin seviyelerine ulaşamayacağını düşünüyorum,fakat başta Porto olmak üzere O.Lyon,PSV gibi kulüplerden de potansiyel olarak aşağıda olmadığımıza inanıyorum.Yeter ki doğru planlamalar yapılsın Türkiye'den de bir Porto çıkacaktır.

5 yorum:

yalçın dedi ki...

en çılgını bu aly cissokho olsa gerek 6 ay once 500 bın oyro ya almışlar sımdı 16 mılyona mılanda...

Gökhan dedi ki...

transfermarkt de gördüğüm bir habere göre henüz kesinleşmemiş cissokho nun milan a transferi

smyrnian dedi ki...

portekiz liginin avantajı brezilyalıların yerli statüsünde oynamaları.portekize geldiklerinde ingiltereden çalışma izni de alabiliyorlar.bu sayede böyle flaş transferler ortaya çıkıyor.

Steel Cloud dedi ki...

bence afrikalıları japonları brezilyalıları bırakıp biz türk futbolcuları bu şekilde pazarlamalıyız.tamam kalite olarak üst düzey oyuncumuz fazla yok ama tsl de orta sıralarda olan takımın türk oyuncuları çok rahat avrupa liglerinde de oynayabilir.zaten portonun piyasa yapan çoğu futbolcusu portekizli.yetenekli futbolcu avlamak önemli değil önemli olan o yetenkli oyuncuyu külübünde yetiştirebilmek. Türkiyede şu an iki olasılığın da gerçekleşmesi çok zor...

Gökhan dedi ki...

türk oyuncularda tek sorun kulüp yöneticilerinde değil ki.
baştan aşağı her yerde sorunlarımız var.biraz iyi oynayıp,dikkat çekmeye başlayan genç yıldız adaylarımızın sonra ne hale geldiklerini biliyoruz.
o açıdan önce doğru yabancılar bulup onları pazarlamak,sonra da türklerin o yabancılardan etkilenmesini ve profesyonelce haraket etmeye başlamasını umarak onları pazarlamalıyız.
belli bir ekole sahip olduğumuzu Avrupa'ya da kabul ettirdiğimiz zaman zaten işler otomatik olarak kolaylaşmaya başlayacaktır.