22 Ekim 2009 Perşembe

Wolfsburg 0-0 Beşiktaş


2009-2010 sezonu Beşiktaş için o kadar kötü başlamıştı ki kulübün her kesimi belki de toparlanmak ve kendine gelmek için dün gecekine benzer küçük bir mucize bekliyordu,bana göre dünkü Wolfsburg beraberliği o kadar önemli bir başarıydı Beşiktaş'ın bu sezonki hali için.

3 hafta önceki CSKA Moskova deplasmanında tahminimden de kötü olan rakibe karşı ne yaptığını bilmez bir şekilde oynayıp kaybeden Beşiktaş'la ilgili bu sezon için bütün umutlarım bitmek üzereydi,tabi bunda ligdeki oyun anlamında devam eden kötü gidişin de etkisi vardı,Wolfsburg maçı öncesi yenilgiye o kadar şartlandırmıştım ki kendimi,maçın sonunda galibiyeti kaçırmamıza rağmen buna pek üzülmüyorum,sonuçta maçtan önce 1 puana fazlasıyla razıydım.
Maç öncesi kadroyu görünce artık alışıldığı gibi yine bir önceki maçla farklılıklar vardı,ayrıca 4-3-3 yerine 4-3-1-2 oynuyorduk.Savunmanın her iki kanadından da fazlasıyla savunma ağırlıklı bekler,önlerinde Ernst-Fink-Ekrem'den oluşan topla arası pek iyi olmasa da çok dinamik ve ısıran bir ortasaha,serbest oyuncu olarak Tello ve ileride Bobo-Nihat.
Son lig maçında Tabata'nın ilk kez iyi oynadığını,Tello'nun ise sezon başından beri kötü olduğunu düşününce ilk 11'de Tabata'yı bekliyordum,ayrıca her ne kadar maçta bizi yakacak bir hatası olmadıysa da İ.Üzülmez'in artık yerini tamamen İsmail'e bırakması gerektiğini düşünüyorum.
Maça Wolfsburg oldukça baskılı başladı ve genellikle kendi sol kanatlarını kullandı,bunun birinci sebebi İbrahim Kaş'ın yetersizliği değil Ekrem'in ona yeterince yardım edememesiydi bence,Wolfsburg'un sol beki Schafer bir çok kez ileri çıkarken Ekrem onu yeterince iyi karşılayamadı ve Wolfsburg bu ataklarda gole yaklaştı ancak Dzeko'nun kafa vuruşları kaleyi bulmamıştı.
İlk yarının nedeyse tamamında Beşiktaş gerektiği gibi topla oynayamadı,bunda beklerin ve orasahanın topla arasının iyi olmamasının payı çok büyüktü.Özellikle Fink uzun süredir yedek olmasının etkisiyle ilk yarı çok top kaybetti,ancak 2.yarıda kırmızı karttan önce de kendine gelmişti ve ileriye önemli koşular yaptı.Fink'in varlığı Ernst'i de rahatlattı,yine de Ernst bizi o kadar alıştırdı ki dünkü oyunu etkileyici değildi mesela bir Manchester Utd. maçına kıyasla.
2 bekimiz ise tahminimden iyi oynadılar en azından savunma anlamında pek açık vermediler,zaten hücuma katkı sağlamaları beklenen oyuncular da değiller.Ekrem ise sağ iç oynasa da yine de bir ortasaha rolündeydi ve bunu bence yine başaramadı.Mücadelesi ve isteğinden dolayı takımda sevdiğim oyunculardan biri olan Ekrem'in yalnızca çizgide oynaması gerekir diye düşünüyorum.Ama bu maç için Ekrem'in yerinde oynayabilecek ideal oyuncu tipine sadece Uğur uyuyor,o da yeteri kadar iyi değil bence.Tello ise yeterince etkili değildi ama sezonun genelinde olduğu gibi vurdumduymaz da değildi,yine de yerini Tabata'ya yaklaşık 10 dakika erken bırakması gerektiğini düşünüyorum.İleri ikilideki oyunculardan Bobo benim beğenmediğim bir oyuncu ama dün bana göre elinden geleni yaptı,uzun süre sonra Bobo'dan şikayetçi olmadım ama anlatıldığı kadar da iyi bir bitiriciliğinin olmadığı ortada.Nihat için de benzer şeyleri düşünüyorum,o da elinden geleni yaptı ancak eski Nihat olmadığı kesin.En azından uzaktan çektiği şutların biraz daha isabetli olmasını bekliyorum.Nobre ise bence Tabata ile birlikte Grafite kırmızı kartı görür görmez oyuna girmeliydi,ayrıca bir ara ısındırılan İsmail de oyuna girseydi maçın sonlarında baskı kurmuşken daha üretken olmamıza yardımcı olabilirdi.
Stoperleri ise en sona bıraktım.Sivok'un bu maçtan sonra fazla ön plana çıkarılmamasının tek nedeni partnerinin oynadığı inanılmaz oyundu.Sivok maçın genelinde çok iyi oynadı ve ilginçtir sarı kart da görmedi.Ferrari'yi ise anlatacak söz bulamıyorum,tek kelimeyle muhteşem bir futbol oynadı,geçen sezon Bundesliga'da tam 54 gol atan Grafite-Dzeko ikilisini resmen hayata küstürdü.Yaz aylarında Ferrari takıma katıldığı sırada,Gökhan Zan'dan farksız diye Ferrari'yi eleştiren Mehmet Demirkol artık bir zahmet yorumlarındaki itici,antipatik ve sevimsiz yüz ifadesini bıraksın.Özellikle Ferrari'nin 2.yarının başında Dzeko'nun pozisyonundaki müdahaleleri ne kadar üst düzey bir stoper olduğunu gösteriyordu.Geçen sezon Ernst için biz bu adamı nasıl 3 milyon €'ya alabildik sorusunun benzerini şimdi de Ferrari için düşünüyorum.Bu kadar iyi oyuncuların piyasası bu ise şimdiye kadar boşa harcanmış paralarla çok çok iyi bir kadro kurulabilirmiş gerçekten de.

Wolfsburg'a gelince de,maç öncesi bir çok dezavantajı bulunan Beşiktaş'ı evlerinde yenemeseler de iyi bir takım oldukları yönündeki düşüncem değişmedi.Ayrıca Wolfsburg'un kötü oynadığını da düşünmüyorum,ilk yarıdaki baskıları gol getirse rahat bir galibiyet de alabilirlerdi,aslında maçın hangi dakikasında olursa olsun öne geçmeleri gol atmakta bu kadar zorlanan Beşiktaş karşısında galibiyeti yakalamak demek olacaktı.74 dakika boyunca Wolfsburg'un en etkisiz ismi olan Grafite,gördüğü kırmızı kartla nedeyse takımının 1 puanı daha kaybetmesine sebep olacaktı.İnönü'deki maçta kontrataklarda çok etkili olabilecek bir Martins yerine bu haliyle oynayacak olsa Grafite'yi tercih ederdim.Geçen sezonun asist kralı olan Misimoviç de pek etkili olamadı,sol bekleri Schafer ise maç boyunca sayısız bindirme yaptı.Oyuna sonradan giren İranlı oyuncuları da İnönü'de oynaması halinde hızlı hücumlarda bize sorun yaratabilir.Ancak takımın bütün kontrolü merkezde oynayan Josue'de.Josue,zaman zaman Brezilya milli takımında da oynuyor ve mesela bir Essien gibi müthiş bir fizik güce sahip olmasa da oyunu çok iyi yönlendirebiliyor,ve atakları başlatan oyuncuları oluyor.

Bu maçta gelen beraberlik ve Moskova'daki 0-1'lik skorun ardından Manchester Utd.'ın grup liderliğini beklenenden de önce ilan etme ihtimali ortaya çıktı.Kendi sahasında CSKA'yı yenmeleri halinde eğer Beşiktaş, Wolfsburg'a İnönü'de kaybetmezse,5.maçlara giderken liderliği garantilemiş bir Man Utd. ile oynayacağız ve bu da hiç hesapta olmayan bir ekstra puan getirebilir.
Grupta son sırada yer almaya devam etse de Beşiktaş esas rakipleri olan Wolfsburg ve CSKA Moskova ile İnönü'de oynayacak olmanın büyük avantajını iyi kullanırsa 7 puanla dahi gruptan çıkabilir,en azından UEFA şansı epey artmış durumda Beşiktaş'ın.Şu ana kadar çıktığımız 3 maçta da beraberlik üzücü bir skor değildi ve Beşiktaş,hücumda ne kadar sıkıntılı olsa sağlam savunması sayesinde 3 maçta da istediğini alabilirdi,yine de Man. Utd.'nin puan kaybetmemesi ile birlikte 1 puan bile çok kötü değil.Ancak bundan sonra içerdeki 2 maçta da kazanmak zorundayız ve şu ana kadar bu sezon bunu hiç beceremedik.Her ne kadar evsahibi avantajımız olacak olsa da galibiyetin şart olması halinde pek iyi sonuçlar alamıyoruz.Umarım maç öncesi neredeyse kimsenin beklemediği Wolfsburg beraberliği bir şeylerin değişmesini sağlayacak ilk adımdır ve Beşiktaş evinde alacağı 2 galibiyetle en azından 3.lüğü garantiler,bir üst tur için de üstüne düşeni tamamlayıp Wolfsburg'un son maçta Man. Utd.'yi yenememesini bekler.Benim tahminim ise Beşiktaş'ın grubu CSKA'nın önünde 3.bitireceği şeklinde.

2 hafta sonra İnönü'deki Wolfsburg maçı için şimdiden sabırsızlanmaya başladık bile,dün gece olduğu gibi yine çok zor bir maç olacağı kesin,ayrıca Wolfsburg'un savunma ağırlıklı oynayacağını da sanmıyorum,deplasmanda da olsalar ellerinde geldiğince hücuma dönük oynamalarını bekliyorum,Beşiktaş'ın da kendi sahasında daha çok golü düşüneceğini düşünürsek 3 Kasım'da İnönü'de bizleri çok çok iyi bir maç bekliyor olacak.

Hiç yorum yok: