15 Ekim 2009 Perşembe

Bitmesin Dertler...

Geçen sezonki şampiyonluğun ardından 101.yıldakine benzer bir travma yaşamayacağımızı düşünsem de içimde hep bir endişe vardı.Beşiktaş'ın şu haline bakınca ise bir ikilemde kalıyorum,kuüp göz göre göre eriyor diye mi düşünmek lazım yoksa dibe vurmak üzere,Ocak 2010'dan sonra yükselişe geçecek mi demek lazım bilemiyorum.
Şu anki halimizi görünce futbolculara ya da teknik direktöre birşey söylemek çok yersiz olur,çünkü çok daha ciddi ve büyük problemlerimiz var.
Denizlispor maçındaki tribün olayları hepimizin aklında ve Kasımpaşa maçı öncesi beklentiler tribünlerin başımıza gelenlerin en büyük sorumlusu olan,Beşiktaş'ın bu hallere düşmesine sebep olan ve halen utanmadan,sıkılmadan o koltukta oturan Demirören aleyhinde tezahüratlara devam edeceği ve bir önceki maçta Demirören tarafından verilen bedava biletlerle maça gelip bizlere,gerçek Beşiktaşlılara saldıran Karagümrüklüler grubuyla Beşiktaşlılar arasında çatışmaların olacağı şeklindeydi.
Çarşı'nın resmi sitesi olan ForzaBeşiktaş'ta yayınlanan ''Bundan sonra takıma destek vermeye devam edeceğiz.'' anlamı taşıyan yazının ardından ForzaBeşiktaş'ta bir çok kişi forumdan ayrılmış,bir süre foruma giremediğim için yaşananlardan yeni haberim oldu ve şu an için forum kapalı durumda.
Beşiktaş'ın şu an ne kadar karışık bir durumda olduğunu açıklayabilecek cümleler kuramıyorum,tahminim bunu kimsenin yapamayacağı şeklinde ama halimizin hiç de iyi olmadığı ortada.


Belki de Beşiktaş tarihinin en kötü günü olan 30 Mayıs 2004'ten beri kulübümüzn başkanlığını yapan şahsın karşısına Ocak 2010'da yapılacak kongre öncesi ilk aday çıktı:Murat Aksu.
Murat Aksu için her ne kadar düşüncelerimin doğru olmama ihtimali olsa da şu an için söyleyebileceğim tek şey başkan olmasını ancak seçimde tek rakibinin Demirören olması halinde tercih ederim,onun dışında anlatılanlardan öğrendiğim kadarıyla gerek babasının politik geçmişi,gerek de kendisinin icraatları onu da Beşiktaş başkanlığı için yetersiz biri yapıyor.

Cumartesi günü oynanacak Kasımpaşa maçında tribünlerin özellikle de Kapalı Tribünü'nün halini çok merak ediyorum ve üç yıllık Açık tribün deneyimimin ardından bu yıl geçtiğim Kapalı'da cumartesi akşamı bir kavganın içinde kalma ihtimalimi de yüksek görüyorum.

Beşiktaş'ı hiçbir gruba ya da oluşuma bağlı olmadan seven bizler,gerçek Beşiktaşlılar güzel günler görmeyi ne kadar hak ediyorsak şu an başımıza musallat olan şerefsizler de kötü günleri o kadar hak ediyorlar.

Bizler,Beşiktaş ne kadar kötü duruma sürüklenirse sürüklensin Beşiktaşlı olmakla gurur duymaya devam edeceğiz ancak Beşiktaş'ı bu hale getirenler hayatlarının herhangi bir döneminde Beşiktaş'a yaptıklarından dolayı utanacaklar mı merak ediyorum.

Hiç yorum yok: